Epithermal Gold Deposits & Epitermal Altın Yatakları

"Epithermal gold deposits have size, geometry, ore-type, and grade variations that can be broadly organized around some genetic classes and, therefore, influence the exploration approach or philosophy.

Lindgren concluded that ore deposition occurs because focused, rapidly ascending fluids quickly change composition within a kilometer or so of the surface. We now know that this change is caused by boiling, the process that most favors precipitation of bisulfide-complexed metals such as gold. Boiling and the concomitant rapid cooling also result in many related features, such as gangue- mineral deposition of quartz with a colloform texture, adularia and bladed calcite, and die formation of steam-heated.

The high-sulfidation deposits, by contrast, are characterized by enargite-luzonite- covellite plus pyrite assemblages.

The higher pressure will also contribute to the likelihood of hydraulic fracturing, hydrothermal brecciation, and possible hydrothermal eruption, such as has occurred in the geothermal systems of Yellowstone, Wyoming, and Waiotapu and Waimangu, New Zealand.

Low-sulfidation deposits are affiliated with a wide range of rock types, from alkalic to calc-alkalic.

Gold ore in low-sulfidation deposits is commonly associated with quartz and adularia plus calcite or sericite as the major gangue minerals."

Article link : Exploration for Epithermal Gold Deposits JEFFREY W. HEDENQUIST


Epitermal Altın Yatakları Epitermal altın yatakları boyutları, geometrisi, cevher tipi ve oluşum dereceleri bakımından bazı sınıflandırılmalara tabi tutulmuştur. Örneğin ekonomik açısından önemli olan Yüksek Sülfidasyon Yatakları ve Düşük Sülfidasyon yatakları sermaye maliyeti açısından düşük ve açık maden yataklarıdır. Aksine Düşük Sülfidasyon damar tipi yatakları (yapısal olarak kontrol edilen) yer altı madenciliği için maliyetli ve çevresel etkileri olan yataklardır. Ek olarak, orta dereceli yüksek sülfidasyon yatakları oksitlenmedikleri süreci karmaşık metalurjik yapıları ve yüksek arsenik içerikleri nedeniyle ekonomik olarak uygun olma eğilimindedir.

Epitermal Sistemler ayrıca geniş ölçüde metal ve mineral çıkarımının yapıldığı yataklardır. Hg(civa), Sb(antimon), S(kükürt), kaolinit, alunit ve silika bunlara örnektir. Maksimum formasyon derinliği Lindgren’e göre yaklaşık 1km’dir. Yine Lindgren’e göre hızlı yükselen bir akışkanın bileşiminin ortamın sıcaklığı nedeniyle (boiling nedeniyle) hızlı değişebileceği vurgulanmaktadır. Kimyasal bileşimdeki bu hızlı değişim (kaynama ve hızlı soğuma) gang minerali, adularya ve kalsit gibi minerallerin oluşumuna yol açmaktadır.

Epitermal yataklarda düşük sülfidasyon ile yüksek sülfidasyon sonucunda farklı mineraller ve cevherleşmeler meydana gelmektedir. Yüksek sülfidasyon yatakları Enarjit(sülfür-bakır içeren bir mineral),Luzonit(bakır minerali), Kovellenit ve pirit toplulukları tarafından karakterize edilirler. Düşük sülfidasyon yatakları ise alkalik ile kalk-alkalin arasındaki kayaçlar ile karakteri olurlar. Bu yataklardaki altın cevherleşmeleri kuvars, adularya, kalsit, serizit ve gang mineralleri ile karakterize edilebilirler. End-Member düşük sülfidasyon yatakları Zn-Pb gibi element içerebilirler.

Makale Linki: Exploration for Epithermal Gold Deposits JEFFREY W. HEDENQUIST

0 Comments:

Yorum Gönder